Müşteri Temsilcisi
Tuğba
Müşteri Temsilcisi

Merhaba ben Tuğba. WhatsApp üzerinden bize yazabilirsiniz.

12:10
Whatsapp Destek Hattı
Post

ÇOCUKLAR VE İNTERNET KULLANIMI

ÇOCUKLAR VE İNTERNET KULLANIMI

İçinde yaşadığımız bu teknoloji çağında telefon ve bilgisayarlar günlük hayatta işimizi en çok kolaylaştıran ve adeta yanımızdan ayıramadığımız araçlar haline geldi. Bu araçlar internete hızla ulaşmamızı sağlayarak pek çok kolaylık sağlamasının yanı sıra, çocukların da ebeveynlerinden görerek çok erken yaşlardan itibaren tanışmaya başladığı araçlar oldu. Hal böyle olunca telefon veya bilgisayarlar henüz 1 yaşındaki bir çocuğun bile ilgisini çekiyor. Biraz daha büyüdüğünde telefondan oyun oynamak isteyebiliyor, okul çağına geldiğinde ilgi alanına göre videolar izlemek, arkadaşlarıyla sohbet etmek, kendi adına sosyal medya hesabı açmak isteyebiliyor. Ebeveynler için de durum, bu noktada karışmaya başlıyor. Ebeveynlerin kafası karışıyor ve süreci nasıl yönetebilecekleri konusunda zorlanabiliyorlar. Bu yazının, bu konuda rehberliğe ihtiyaç duyan ebeveynlere yol gösterici olmasını umuyorum.

Yaş gruplarına göre ekran ve internet kullanımının nasıl olması gerektiğini ele alalım:

3 YAŞINDAN ÖNCE: Bazı uzmanlara göre 2, mümkünse 3 yaşından önce çocukların hayatında telefon, tablet, televizyon, bilgisayar gibi hiçbir ekranın olmaması önerilir. Çünkü bu yaş dönemi, çocuğun gelişiminin en hızlı olduğu, en önemli dönemlerden biridir. Bu dönemde çocuğun sanal ilişkilerden ziyade gerçek deneyimlere ihtiyacı vardır. Çocuğa olabildiğince bol uyaran vermek, kitap okumak, akranlarıyla temasta olmasını sağlamak, sohbet etmek, oyun oynamak gerekir. Araştırmalara göre, bu yaş döneminde ekrana gereğinden fazla maruz kalan çocukların özellikle dil becerileri ve sosyal iletişim becerileri gerilemektedir. Bu sebeple 0-3 yaş arasındaki çocukların ekrana maruz kalmaması ve olumsuz etkilenmemesi için ebeveynlerin hassasiyet göstermesi gerekir. Elbette bu esnada çocuğa doğru rol model olabilmek adına, ebeveynlerin de çocukla birlikte oldukları zamanlarda ekran kullanımlarına dikkat etmeleri çok önemlidir.

3-6 YAŞ ARASI: Bir çocuk ekranla ve internet dünyasıyla ne kadar geç tanışırsa o kadar iyidir. 3-6 yaş aralığında net kurallar belirlenerek çocuk ekranla tanıştırılabilir. Bu kurallar arasında, yemek sırasında ve uyku öncesinde ekran açılmayacağı olmalıdır. Bu zamanları çocukla sohbet ederek, gerçek bir ilişki içinde olarak değerlendirmek çok daha iyi olacaktır. Çocuğun izlediği programın, oynadığı oyunun içeriği ve vermek istediği mesaj, ebeveynler tarafından önceden analiz edilmeli ve çocuğa öyle sunulmalıdır. Bir diğer önemli nokta, tüm ekranlar özel odalarda değil, ortak alan olan salonda bulunmalıdır. En önemlisi de ekranlar, çocuklara sakinleşmesi için veya ağlamasını kesme aracı olarak verilmemelidir. Böyle bir durum ebeveynin, çocuğun gerçek ihtiyacını görmesini de engeller.

6-9 YAŞ ARASI: Bu yaş döneminde çocukla konuşup mümkünse ortak bir karar alarak, çocuğun ekran zamanları kararlaştırılmalı ve bu zamanlar sınırlı olmalıdır. Bu noktada her çocuğun ihtiyacı, internete olan ilgisi, okul ve ders ritmi farklı olduğundan bireysel bir plan oluşturulması daha sağlıklı olacaktır. Ailecek yapılan bir toplantı ile çocuğun da söz sahibi olarak hep birlikte verilecek kararlar, bir kağıda yazılabilir. Zaman içinde değişen ihtiyaçlara göre bu kararlar güncellenebilir. Böylece çocuğun kurallara uyma konusunda motivasyonu daha yüksek olacaktır. Bu aşamada çocuğa mutlaka “üç internet prensibi” öğretilmelidir. Bu prensipler şöyledir:

  1. Sanal ortamda yüklenen her şeyi herkes görebilir.
  2. Yüklenenleri silsek bile internet ortamından silinmeyecektir.
  3. Her gördüğün habere ve görüntüye inanmamalı, sorgulamalı ve araştırmalısın.

9-12 YAŞ ARASI: Bu yaş aralığında da çocuk, yine kullanım süresi ve saatleri belli olacak şekilde, internette ne yaptığından ebeveynlerinin haberi olacağı şekilde kendi başına internete girebilir. 12 yaşından önce çocukların sosyal medya hesaplarının olmaması önerilir. Ama bu süre ne kadar uzarsa o kadar iyidir. İnternet kuralları oluşturulurken, evdeki wi-finin geceleri kapatılacağı ebeveynler tarafından önceden çocuğa söylenip geceleri kapatılması ve kimsenin çok geç saatlerde internet erişiminin olmaması iyi olur.

Bu genel kurallar dışında belirtmek isterim ki 8-9 yaşlarından itibaren çocukları internet ortamı hakkında bilgilendirmek gerekir. İnternetin doğru kullanıldığında sağladığı yararlar ve barındırdığı riskler hakkında bilgi vermek çok önemlidir. Nasıl ki çocuklara bedensel sınırlarını koruması gerektiğini anlatıyorsak, internetteki sınırlarını koruması gerektiğini de anlatmalıyız. İnternetin kocaman bir dünya olduğunu ve nasıl kullanılacağının kendisinin elinde olduğunu belirtmeliyiz. İnternetin arkadaşlarımızla buluşabildiğimiz, yeni hobiler edinebildiğimiz, kod yazmayı öğrenebildiğimiz bir yer olmasının yanı sıra, kişisel verilerimizi paylaştığımızda bizim için bazı tehlikeler içerebileceğini çocuklarımıza anlatmalıyız.

Bu sebeple öncelikle kişisel verinin ne olduğunu açıklamak gerekir. Kişisel veri, bir kişi hakkındaki her türlü bilgidir. Bunlar, kişinin kim olduğuna dair bilgi veren, bazen paylaşmak bazen de gizli tutmak isteyeceği bilgiler olabilir. (Ad-soyadı, adres, telefon numarası, T.C. kimlik numarası, okulunun adı, yaşı, fotoğrafı, şifreleri gibi bilgiler) Bazı durumlarda bu bilgilerin paylaşılması kişi için riskli olabilir. Çocuğumuzun okulda arkadaşlarıyla birlikte çektirdiği bir fotoğraf, düşündüğümüzden çok daha fazla kişisel bilgi içeriyor olabilir. Dolayısıyla çocuğumuzun internet ortamında paylaştığı herhangi bir şeyin, tahmin ettiğinden çok daha fazla kişiye ulaşabileceği, bu kişiler tarafından istemediği şekilde kullanılabileceği, sonradan pişman olacağı paylaşımlar yapmamak adına dikkatli olması gerektiği, internet ortamında herkesin gerçek kimliğiyle dolaşmadığı, bazı kişilerin insanları kandırarak para, fotoğraf, şifre gibi bilgilerini istediğini anlatmak çok önemlidir.

Aynı zamanda, çocuğumuzun kendi kişisel bilgilerinin, kendisinin izni olmadan üçüncü kişilerin paylaşamayacağını (örneğin bir arkadaşı veya öğretmeninin çocuğumuzun resmini, kendisinin izni olmadan paylaşamayacağını söylemek, hatta anne-babanın da çocuğun onayı olmadan paylaşmaması) çocuğumuzun da bir başkasının kişisel verilerini, kişilerin izinlerini almadan paylaşamayacağını anlatmak hayat kurtarıcı olabilir.

Tüm bunların yanı sıra, çocuğumuzun internet ortamında rahatsız edici bir muameleyle karşılaşması durumunda, bunu ebeveynleriyle rahatlıkla paylaşabiliyor olması çok önemlidir. Bu noktada ebeveynlerin çocuklarıyla güvenli bir bağ kurmuş olmaları, çocukların ebeveynleri tarafından yargılanma, cezalandırılma, aşağılanma, daha az sevilme korkusu yaşamadan bu durumu paylaşabilecekleri kadar ebeveynlerini yakın hissediyor olmaları gerekir. Unutulmamalıdır ki problemler her zaman olacaktır. Problemlerin çözümünde doğru iletişim hayat kurtarır ve sorunun büyümeden çözülmesini sağlar. Çocuğunuzla yakın, güvenli bir bağ ve doğru iletişim kurduğunuz sürece çözülemeyecek problem neredeyse olmayacaktır.

Bu Gönderiyi Paylaş

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir